Son yıllarda sağlığa zararları ile ilgili gündemden düşmeyen tuz, her zaman bu kadar basit bir sorun değildi. Yüzyıllar boyu, takas ekonomisinde ödemeler olarak kullanılan nadir bir ticari mal, savaşlar için bir ivme ve çoğu kez hayatta kalmak için kullanılıyordu. Tuz, gıdaların bakteri deposu katillere dönüşmesini önleme yeteneği sayesinde tüm uygarlıkları canlı tuttu.
Gıdaları Korumada Doğal Mucize: Tuz
Tuzun gıda bozulmasını nasıl engellediğini anlamak için öncelikle gıdaları korumak adına nasıl kullanıldığını kavramak önemlidir. Tuz, gıdaları granül-tanecik formunda veya tuz-su çözeltisi olan tuzlu suda muhafaza etmek için iki temel yoldur. Örneğin, bir pastırma tuz ile iyileştirilebilir ve sebzeler tuzlu su ile korunarak turşu haline getirilir ve tüketilir. Kuru kür olarak bilinen tuzlama (tuz taneleri ile sertleştirme), bir et kesiminin dışına tuz uygulamak ve birkaç ay boyunca saklamak demektir. Etleri iyileştirmenin en eski doğal yöntemlerinden biridir.
Tuz mikroplara zarar veren, enzimlerini kesen ve DNA’sını kopartan bir bozucudur. Genellikle bakterilerin yaşaması ve büyümesi gereken su moleküllerinin çoğunu kaldıran dehidrasyonla çalışır. Özünde, yiyeceğin dışındaki tuz, su moleküllerini dışarı çeker ve tuz miktarı içeri ve dışarı eşit olana kadar tuz molekülleri ile yer değiştirir. Su ürün aktivitesini 0’a düşürmek çoğu bakteriyel büyümeyi önlemek için yeterlidir.
Kullanılan tuz ne olursa olsun, tuz mineralleri gıdaları korur, aynı zamanda gıda zehirlenmesine, hastalıklara ve diğer ciddi problemlere neden olabilecek “salmonella” gibi gıda kaynaklı patojenler de dâhil olmak üzere bakterilerin çoğalmasını engeller.