Kamboçya Asya kıtasının güneyinde yer alan bir ülkedir. Yüz ölçümü 181,035 km² olan ülkenin kuzeybatısında Tayland, güney batısında Tayland Körfezi, kuzey doğusunda Laos, doğusunda Vietnam bulunur. Oldukça fakir olan Kamboçya insanları tekstil tarım ve turizmden gelir elde etmektedir. Ülkenin resmi dini Theravada Budizm’idir.
Tarımda en popüler ürünün pirinç olmasından da anlayacağınız üzere Kamboçya’nın iklimi diğer Güney Asya iklimine benzerdir. Yıl içerisinde 2 farklı mevsim yaşanmaktadır, bu yüzden Kamboçya seyahat planlaması yapacak kişilerin bu mevsimlerin zamanlarına dikkat etmesi gerekmektedir.
Mayıs-Ekim ayları arası en yağışlı sezondur ve hava sıcaklığı genellikle 22 °C civarındadır. Havanın sıcaklığı ve gelen yağışlar ile nem oranı bu dönemde çok yüksek olur. Kasım-Nisan ayları arası ise kuru sezon olarak geçer. Hava sıcaklığı bu dönemde 40 °C’ye çıkabiliyor.
Önemli Destinasyonlar
Yükselişe geçen turizm ülkede tekstilden sonra en büyük gelir kaynağı haline gelmiştir. Turistlerin çoğunluğu Siem Reap şehrini ziyaret etmişlerdir. Kamboçya’da turistlerin en çok ziyaret ettiği yer Siem Reap yakınlarında bulunan geçmişte Angkor Krallığının topraklarında bulunan Angkor Vat Tapınaklarıdır.
Siem Reap
Etimolojik olarak baktığımızda “Siem” bugünkü Tayland halkı olan Siyamlı, “Reap” ise yenik düşülen yer anlamına gelmektedir. Siem Reap yani “Yenilen Siyam Halkı” ismi aslında 2 ülke arasındaki eskiden günümüze gelen çatışmayı sembolize etmektedir.
Angkor Vat Tapınaklarına ev sahipliği yapan bu bölge Dünya Mirası Listesi’ne girmesiyle daha da ünlenmiş ve sadece tapınakları ile değil aynı zamanda şık restoranları, butik otelleri ve canlı gece hayatı ile bir cazibe merkezi haline gelmiştir.
Şehrin merkezi hem keyifli hem de yürüyerek gezilebilecek kadar küçüktür. Kendisine ait kültürü, taş işçiliği ve ağaç oymacılığı ile resim ve dans konusunda da zengin bir sanatsal topluma sahiptir.
Phanom Penh
Tonle Sap ve Bassak nehirlerinin kesişme noktasında kurulan bu şehir, Penh adında bir kadın tarafından kurulduğuna inanılıyor. Şehrin kurulma hikayesi ise bu kadının Mekong Nehri kıyısında bir ağacın içinde 4 tane Buddha heykeli bulup bu heykelleri koymak için şehrin tepesine inşa ettirdiği tapınak ile başlamaktadır. Tapınak inşa edildikten sonra insanlar çevresine zamanla şehir inşa etmiştir.
1953’te bağımsızlığını kazanan Kamboçya Fransız esintisine halen sahiptir. Phanom Penh’de bir yanda Fransız esintisine sahip sarı evler diğer yanda ise Budist tapınakları bulunmaktadır. Aynı zamanda kraliyet ailesinin ihtişamlı yaşamlarını ve fakir halkın hayatta kalma savaşını görebildiğimiz bir yerdir. Farklılıkları kadar sempatisi olan bir şehir olan Phanom Penh, güzel sahili, şık restoranları, masaj salonları, gece pazarları ve sokak satıcıları ile çok ritmik bir ortama sahip güzel bir şehirdir.
Tonle Sap
Büyük anlamına gelen “Tonle” ve özsü anlamına gelen “Sap” kelimeleri bu yeri tarif etmek için en güzel isim olsa gerek. Çünkü üzerinde binlerce kişinin yaşadığı bir göl kentidir. Aynı zamanda Güneydoğu Asya’nın en büyük tatlı su rezervidir. Mekong nehrinin beslediği bu göl, Kamboçya için yaşam kaynağıdır. Kuş cenneti olarak tarif edebileceğimiz bu yer aynı zamanda göldeki canlı çeşitliği için de geçerlidir.
Burada yaşayan insanlar neredeyse hiç karaya basmadan yaşarlar, köy yaşamlarını aşırı yağmurlar nedeniyle su baskınları etkiler. Bu sebepten dolayı sürekli suyun akış yönüne göre yer değiştirmeleri gerekmektedir. Bu şehirde bütün yapılar suyun üstündedir. Okul, market, tapınak, hastane dahil her şey suyun üzerinde yüzüyor.
Elektriğin olmadığı bu yerde insanlar köyün jeneratör istasyonundan şarj edilebilir aküleri güç kaynağı olarak kullanıyorlar. Çocukluktan yüzme, tekne kullanma ve kürek çekmeyi en iyi derecede öğrenen halkın yaşamı Kamboçya Krallığının diğer insanları gibi çok haraketlidir.