Deri ve organlar gibi zamanla dişler de yaşlanıyor. Hücresel yenilenme özellikleri olmayan dişlere bu yüzden estetik müdahale gerekebiliyor. Sararma, çürüme, diş eti kanamaları ve ağız kokusu dişlerimizin yaşlandığının belirtileri. Bu tahribatın derecesi genetik özelliklere ve kişisel bakıma bağlı olarak değişiyor.
Hem estetik hem fiziksel hem de psikolojik olarak insanları rahatsız eden bu durumu önlemek aslında elimizde. Örneğin altı ayda bir diş hekimine yapılacak ziyaretlerle tartarlar temizlenip, dişler beyazlatılabilir. Aşınma nedeniyle kısalan diş boyları da uzatılabilir.
Alınacak Tedbirler
Dişlerin rengi tütün, çay, kola ve meyveler yüzünden değişebilir. Beyazlatma bunun için bir çare. Beyazlatmayla gözenekli mine tabakasında oluşan renkli organik, inorganik ve mineral maddelerden kaynaklı renk bozulmaları lazer uygulaması ile ortadan kaldırılıyor. Bu arada gerekirse yapılan kompozit dolgularda kullanılan malzemeler, doğal dişin ton ve şeffaflığını yansıtacak şekilde yapılıyor.
Diş tedavisinde kullanılan başka bir yöntem olan implantlar ise eksik olan dişlerin fonksiyon ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla çene kemiğine özenle yerleştirilen yapay diş kökü. Güzel bir diş görüntüsü sağlayan implantlar son yıllarda diş hekimliğinde çok kullanılıyor. Hatta bu arada bir gülüş tasarımı bile yaptırabilirsiniz. Kişinin cinsiyetine, yüz hatlarına, yaşına ve dudak yapısına uygun olarak yapılan müdahaleler gülüş tasarımı olarak biliniyor. Bütün bunları yaşamamak için çocukluktan başlayarak dişleri günde bir kez olsun fırçalamak çok daha kesin bir çözüm.